Latin Danslar 3 Kategori altında toplanır.
Bu 3 kategori altında farklı dans çeşitleri vardır.
1-Salon Dansları
2-Sosyal Danslar
3-Serbest Stil
Cha Cha Cha
Küba familyası danslarının diğer bir üyesi olan Cha Cha Cha, aynı zamanda sosyal Latin-Amerikan danslarının en popüler olanıdır. Cha Cha Cha'nın birçok hareketinde bu sebeble Rumba Mambo hareketlerinden benzerlikler vardır. En temel farklılık "Cha Cha Cha" dadır. Bu terim adını müzikteki dördüncü vuruşun, kolay yakalanabilen Cha Cha Cha ritmini vermek için bölünmesiyle oluşmuştur.
Bu dans başlangıçta Mambo ve Rumba'nın bir çeşidiydi ancak 1948'de Enrique Jorrin, Mambo'nun doğduğu danzon ritmiyle, montuno ritimlerini karıştırdı.
Sonuç gözle görülür şekilde farklı ve heyecan vericiydi. Jorrin'in "aldatmaca" anlamına gelen bu yeni kompozisyonu "Enganadora" 1953'te kayıtlara geçti ve devasa ölçülerde popülarite kazandı. Dansçılar hep daha da fazlasını talep ettiler. Cha Cha Cha'nın anlaşılır ritmi küçük müzik topluluklarından büyük orkestralara kadar hemen hemen her şekilde yorumlandı ve kısa sürede neredeyse tüm müzisyenler Cha Cha Cha çalmaya başladı.
Cha Cha Cha'nın bölünmüş dört vuruşu içerisinde bir sonraki bara geçmeden dansçının Cha Cha Cha şasi adımları denilen adimlari vardır. Şasi adımları iki vuruşunda öne ve geri atılan temel adımlarla Cha Cha Cha'nın esas ritmine bağlanır. Birçok dansçı Cha Cha Cha'ya bir vuruşunda yana atılan bir adımla başlar. Bu adım bir sonraki 2 vurusunda atılan ön ve geri temel adımlarına yol açmış olur.Endülüs ve İtalyan folklorundan izler taşıyan tango, 19. yüzyılın sonlarında Arjantin’de ortaya çıkmıştır. Kasvetli ve tutkulu görüntüsüyle diğer danslardan ayrılır. Müziği ve kökeni Latin danslarından çok farklıdır. Arjantin'de doğmuş, çok uzun süre keşfedilememiş hakettiği yeri bütün dünyanın onu farketmesiyle almıştırHer zaman kaba, hırçın bir tarzda olup, hareketli ve canlı ritminin yanısıra, son derece hüzünlü ve mutsuzdur. Büyük kentte düş kırıklığına uğrayan göçmenlerin kırılan umutları, sıkıntıları, başkaldırıları bu dansla dışa vurulmuştur. O dönemde tango, kapalı küçük çevrelerin ayıplanan ve hor görülen dansıdır.
Cha Cha Cha dansı, müziğinin de olduğu gibi; canlı, göz alıcı, alaycıdır ve coşkun ritmiyle dünyadaki tüm dansçıların rağbet edip zevk alacağı türden nadir bir eğlence sunar.
Cha Cha Cha adı İspanyolca'da "Chacha" çocuk bakıcısı demektir. Aynı zamanda "chachar" kokain yaprağı çiğnemek anlamına da gelmektedir. Ama Cha Cha Cha hızlı bir Küba dansı olan Guaracha'dan geldiği düşünülmektedir.
Tango
Her ne kadar tango bugün ışıltılı dans salonlarında yapılsa da, aslen Buenos Aires'in kenar mahallelerinde ve genelevlerinde ortaya çıkmıştır. 19. yüzyılın sonunda Buenos Aires, Avrupa ve Afrika'dan gelen, bir çoğu bu yeni ülkede kendini yalnız hisseden göçmenlerle ve sürgünlerle dolmuştu. Bunlar geçici arkadaşlıklarda, içkide ve kendilerini daha iyi hissetmelerini sağlayacak herhangi bir eğlencede avuntu buluyorlardı. Bu göçler sonunda aradıklarını bulamamışlar ve büyük bir ümitsizliğe düşmüşlerdir.Kendilerini bu ülkede yabancı gibi hissetmişler ve hiçbir yere ait olmama duygusundan kurtulmaya çalışmışlardır. Bu koşullar altında , bu baskı altındaki kültür yeni bir müziğin doğmasına yol açmıştır. Sosyal baskılar nedeniyle duygularını ifade etmekten kaçınmışlar , bunun yerine kendilerini tangoyla özetlemişlerdir.
Zamanla Buenos Aires’in eğlence ve kültür merkezi olan Calle Coriente’ye ulaşan tango, önemli değişimler geçirerek bir eğlence müziği ve salon dansına dönüşmüştür. 1907’lerde tangonun yıldızı hızla yükselmiş, Arjantin’li müzisyenler tarafından önce Paris’e, oradan da tüm Avrupa’ya ve hatta Uzakdoğu’ya kadar yayılmıştır. Arjantin Tangosu gerek müzik, gerekse dans olarak her ülkede o ülkenin ulusal kimliğine bürünmüştür.
Dünyada 3 farklı şekilde yapılır (Arjantin stili, Amerikan stili ve uluslararası stil).
Bugün Arjantin’de tangonun tarihsel gelişimini araştıran bir “Tango Akademisi” bulunmaktadır. Tangonun tarihsel sürecini beş dönemde özetlemek mümkündür.
Tango çeşitli kültürlerin karışımıdır; Afrika vuruşları, Kızılderili ritmi ve Latin etkisi Arjantin pampalarının müziğiyle birleşti. Tango adının Afrika tamtamlarının çıkardığı "tan-go" seslerinden, ya da Latince dokunmak anlamına gelen "tangere" fiilinden türediği sanılmaktadır. Tango adı nereden gelmişse olursa olsun, tango müziği tango dansına da can verdi. Hayal kırıklığına uğrayan milyonlarca insan duygularını müziğe de yansıtmıştır -ki bunlar öfke, hüzün, vatan hasreti ve düş kırıklığı olmuştur.
Başlangiçta tango, kapalı ve küçük çevrelerin ayıplanan ve hor görülen müziğidir. ..aile babaları bu müziğe kuşku ile bakmakta ve bırakın dans etmeyi, sabah fabrikaya çalışmaya giden kız çocuklarının kulakları tango sözlerini ve bandeneo'nun baştan çıkarıcı ezgilerini duymaması için pamukla tıkanmaktadır İlk tangolar Arjantin aristokrasisinin "aşağı" bulduğu bir davranış idi. Bunu nedeni şöyle açıklanabilir: Tango, daha çok genelev dünyasında rağbet görmekteydi. Muhabbet tellalları cafishio veya cafio'lar, çoğunlukla fakir Doğu Avrupa'dan gelen sermaye kadınlar ve kaçamak yapan maceraperestlerin bu yeni ve erotik dansı rahatlıkla yapabilecekleri yer ancak batak hanelerdi. O günlerdeki tangoların adları bu gerçeği yansıtır.
Dönemin tangocu tipini temsil eden guapo veya compadre'ler özel giysiler giyen, kıskanç, kavgacı, bıçak taşıyan, sık sık da hapse giren yarı köylü, yarı şehirli kabadayılardır. Meslekleri çoğunlukla arabacılık, at bakıcılığı ve kasaplıktır. Kendi aralarında 'compadraje' adlı kurallar geçerlidir.
1912'de Arjantin'de alt sınıfa seçme hakkı verilmesi,bu sınıfın kültürel özelliklerini daha üst sınıfların tanımasına olanak sağladı.Böylece tango halk arasına karıştı. Durum bir süre sonra değişti, "aile"nin gidebildiği açık hava eğlence gazinolarında "edepli" tangolar yapılmaya başlandı.
Yüksek sosyeteye göre tango, kabul edilemeyecek kadar kaba ve müstehcendi.Fakat birinci Dünya Savaşı'ndan çok kısa bir süre sonra tango Fransa'ya taşındı.Fransız sosyetesi tangoyu bağrına bastı.Fakat Avrupa'da yaygınlaşmaya başlayan tango biraz değime uğramıştı.Tangonun Fransız versiyonu orjinaline göre daha duygusal,daha melankolik ve daha az ihtiraslıdır.
Tangonun Paris'teki bu büyük başarısından sonra Arjantin'de halka açık yerlerde tango yapılmaya başlandı.1940'lar tangonun altın çağı olarak ifade edilir.Fakat 1950'lerde çeşitli nedenlerden ötürü tango tekrar yeraltına dönmeye başladı.Rock'n Roll'un yayılması ile birlikte eşli danslar popülaritesini yitirdi.1950 1980 yılları arasında Arjantin birsürü diktatör tarafından yönetildi.Dansetmek yasaklandı. Şuanda özgürlükle birlikte tango bütün ihtişamıyla birlikte geri döndü.
Türkiye'nin tango ile tanışması Cumhuriyet'in kabulünden hemen sonraya rastlar.Medeni hayatta batıya yönelik yenilemelerin arasında dans da gelmektedir. Fakat Arjantin tango uzun yıllar Türk insanı tarafından benimsenmedi. Bunun en önemli nedeni dans stilinin fazla müstehcen bulunmasıydı.Avrupa'da değişime uğramış stili benimsenmeye başlandı ama yine de bay ve bayan hiçbirzaman gerektiği gibi yakın dansetmediler.
Tango ve Türkiye ile ilgili asıl inanılmaz olan, Türkiye'nin dünyada tangonun ulusal bir marş gibi söylendiği tek ülke olması.Ama yine de Türkiye Avrupa Dans Federasyonuna üye olmayan tek Avrupa ülkesi.Ulusal marş gibi söylenen şarkı , ' La Cumparsita ' Türkiye'de her düğünün açılış şarkısıdır. Tango sadece bir dans değildir. Tango bir yaşam stilidir.Tango çoğu şairin şu kelimelerle belitmeye çalıştığı direkt, duyguların dışa vurumudur: " bir kavganın, kutlamaya dönüşebilme inancı"..
Arjantin Tangosu; Son yüzyılda Arjantin' in Buenos Aires şehrinde ortaya cıkmış, halkın sosyal yaşantısını tam olarak yansıtan bir danstır. Gerçek bir yönlendirme ve yönelme dansıdır. Dramatik bir müziğe sahip olan Arjantin Tangosu keskin ayak ve bacak oyunlarına sahiptir.
Mambo
Mambo, Küba'da daha çok Haitililerin yaşadığı bölgede ortaya çıkmıştır. Haiti'nin tarihine bakıldığında "Mambo" adında sadece bir büyücü vardır. Bu büyücü köylülere danışmanlık yapar, onları iyileştiren, kötü ruhları kovan, dini bilgiler veren ve ulusal eğlenceleri organize eden biridir. Fakat "Mambo" adında hiç bir yerel dans yoktur. Swing ve Cuban dansın birleşimiyle bu büyüleyici ritm ortaya çıktı ve sonunda yeni heyacanlı bir dans yaratmıştır. O zamana kadar Mambo tasarlanamamıştı.
Mambo dansı, 1943 yılında Havana'daki La Tropicana adında bir gece kulübünde sunduğu dans ile Perez Prado'ya atfedilir. Daha sonra diğer latin Amerikan dans band liderleri (Tito Rodriquez, Pupi Campo, Tito puente, Machito ve Xavier Cugat) sahip oldukları ileri Mambo'nuun değişik stillerini elde etmeyi başarmışlardır.
Mambo ilk defa New York'un Park Plaza dans salonunda sunulmuştur. Mambo gerçek heyacanını, 1947'de The Palladium ve diğer yerlerde ( China Doll, Havana Madrid ve Birdland) kazanmıştır. Mambo'nun değişmiş versiyonu (orjinal Mambo zor ve tehlikeli akrobatik hareketler içeriyordu.) halka, New York ve Miami'deki dans stüdyolarında, yazlık otellerde, gece kulüplerinde sunulmuştur. Mambo'yu seven insanlar kısa süre sonra "Mambonikler" diye bilinmeye başlandı. Mambo çılgınlığı fazla uzun sürmedi. Bugün Mambo sadece ileri seviyedeki dansçıların yaptığı danstır.
Bütün eğitmenler, Mambo'nun en zor danslardan biri olduğunda hemfikirdir. Mambo'nun en büyük faydası, Cha Cha'nın gelişmesine yardımcı olmasıdır.Mambo yeni popüleritesiyle tekrar beğenilmeye başlandı. Bunda Eddie Torres'in de rol aldığı bir çok filmin etkisi vardır. Eddie Torres New York'ta yaşayan profesyonel bir dansçı ve Mambo fanatiğidir. Mambo'ya tekrar dans salonlarındaki saltanatını kazanması için bir mücadele başlatmıştır. Torres gittikçe ünlene bu dansın dansçısı, eğitmeni ve kareografisti olarak en başta gelen kişidir ve Torres "latin dansının Mambo kralı" olarak bilinir. Torres, Mambonun otantik gece kulübü dans stili olduğuna inandığı Salsa'yı tekrar dansçılara sunmaya karar verdi. Torres, "latin Amerikan danslarının en uhteşem zamanı" diyor. mambo bügünde en ateşli zamanı 50'lerde olduğu gibi. Mambo öyle bir dans ki bir çok danslardan etkilenmiştir ( Afrikan, Cuban, Jazz, hip-pop ve hatta bale). Bundan dolayı Mambo'da asla adımlar bitmez. Birçok insan, Mambo'yu çok hızlı bir dans gibi görüyor. Gerçekte Mambo yavaş, titiz ve çok fazla hareket gerektirmeyen bir danstır.
Figürler
Crossbody Lead
Crossover and Walk Around
Open Break and Underarm Turn
Shoulder Check
Alternating Underarm Turns
Crossbody Lead with Inside Turn
Shadow Position Crossover
Back Spot Turn
Scallop
Continuous Crossbody Leads
Forward Spot Turn, Suprise
Crossover Swivels & Pullback
Circular Swivels
Ron's Check and Spin
Crossbody Variations (Lady) A. Hip Roll, B. Swivel Cross
Crossbody Variations (Man) A. kickl, B. Point Hook
Bobby Break
Continuous Crossbody Lead
Back Spot Spin Check
Salsa Wrap
Neck Roll
Shadow Break and Spin
Spin, Swivel and Arm Check
Solo Breaks
Bolero
Bolero 1930'ların ortalarında ortaya çıkmış, "Amerikan Style" bir dansdır. O zamanlar bolero klasik formda dans ediliyordu. Bolero'nun orjinali 3/4 lük ritm ile İspanyol bir dansdır. Bolero Küba'da önce 2/4'lük ritm, sonunda ise 4/4'lük ritme değişti. Şu anda Rumba ritminin çok yavaş bir versiyonu olarak dans edilir. Müzik sık sık İspanyol vokalleri ile ve ince perküsyon efektleri ile düzenlenir, ve 20 ile 25 mpm (measures per minute) ile çalınır. Bolero Fandango'nun istenmeyen kısımları çıkarılarak yapılmış bir modifikasyondur. Ama bütün zerafeti aynen karunmuştur. Bolero kilisede dans edilse, rahipler bile kendilerini bu dansın çekiciliğinden alamayıp dans edeceklerdir.
Bolero'da "slip pivot" ve sola dönüşler olan bir dansdır. ( slip pivot bir daire içinde, ayakların bir eksen üzerinde ileri ve geri hareketleri ile yapılan vucudun dönüşüdür.) Bolero'da sadece vucut yükselişi vardır. (ayaklardan bir yükselme olmaz.) Slip pivot ile dans eden bir çift ve yavaş harika müziği Bolero'ya çok yavaş, düzgün, güçlü ve romantik hava verir. Bolero'nun ayak hareketler Rumba'ya benzer fakat çok farklı bir havası vardır. Bolero genellikle, yavaş ve harika temposu ve güzel melodilerinden dolayı "aşkın dansı" olarak bilinir.Rumba müziği duyduğunuzda onu Bolero sanabilirsiniz ama aslında tempo bakımından çok farklıdır.
Vals
Özellikle Kuzey Avusturya’nın “Landl ob der Enns” bölgesinde uygulanan dans stili “Landler” adını alarak çok popüler olmuştur.
Vals kısa sürede, Johann Strauss’un müziğinin etkisiyle Viyana’da ve 1812 yılından itibaren de İngiltere’de geniş kitlelere ulaşmış, aristokrasinin beğenisini kazanarak baloların vazgeçilmez eğlencesi olmuştur.
Günümüzde vals; "Viyana Valsi" ve "Modern Vals" olmak üzere iki farklı ritm ve kategoride dünya dans literatüründe yerini almaktadır.
Bu dansın ilk kez 1913 yılında Florenz Ziegfeld Revüsü komedyenlerinden Harry Fox tarafından New York’taki “Ziegfeld Follies” adlı gösteride yapıldığı kabul edilmektedir. Kısa sürede New York ve daha sonra başta İngiltere olmak üzere tüm Avrupa’da popüler olmuştur. 1927 yılında slow fokstrot ve quickstep olarak iki farklı ritm ve dans kategorisi olarak ayrılmıştır. Quickstep aynı zamanda çarliston, shimmy ve black bottom danslarının hızlı bir versiyonu olarak kabul edilmektedir.
Caz ve Blues müzikleri eşliğinde doğan fokstrot için sonradan özel besteler yapılmış ve 1930’lu, 1940’lı yıllarda tango kadar sevilip benimsenmiştir.
O dönemlerde ülkemizde de, Türk musikisi bestecileri tarafından bestelenmiş ve taş plaklara kaydedilmiş pek çok Türkçe sözlü fokstrot bulunmaktadır.
Valsin çıkış kaynağı, 16. yüzyıl ortalarında Fransa’nın Provence bölgesinde ortaya çıkan ve “Volta” olarak adlandırılan folklorik bir danstır. Hatta, İngiltere Kraliçesi I. Elizabeth’in Leicester Kontu ile bu dansı yaptığı tablo, büyük ün kazanmıştır. Vals, 19. yüzyıl başlarında, Avusturya ve Almanya’da dansedilen bölgenin yerel farklılıklarını bünyesinde barındırarak gelişim göstermiştir.
Flamenko
Flamenko kendine has bir Güney İspanya sanatıdır. Üç şekilde hayat bulur : şarkı "Cante"; dans "Baile"; ve gitar "Guitarra".
Flamenko, Güney İspanya'nın kendi folklorik müziği ile çingenelerin aynı kültürden yaratmış oldukları müziğin kaynaşmasıyla ortaya çıkmıştır. Populer halk müziği, çingene müziğinin gelişimini etkilemiştir ancak o günlerde bu müzikle bağdaşmamıştır. Günümüzde ise bu iki müziğin birleşmesiyle Flamenko ortaya çıkmıştır.
Araplar İspanyol müziğine duygusallık ve duyarlılık kazandırdılar. Fevri insanlar olan Araplar başlarında fanuslar kırar, elbiselerini parçalar yada yerde yuvarlanırlardı. İspanyol müziği ve Flamenkoda önem kazanan çoğu şarkının zambra, zorongo, zarabanda ve fandango gibi Arapça isimleri vardır. Aslında "zamras" terimi o zamanki müzisyenlere yada bunların çaldıkları toplantılara verilen isimdir; günümüzde halen Kanada'daki çingeneler festivallerine "zambras" demektedirler. Bu döneme ait yazılı Arap müziğine örnekler bulunmamakla beraber bu müziğin bugün halen Kuzey Afrika yada Ortadoğu'da var olan müziği çağrıştırdığı bilinmektedir ve modern flamenko bu müzikle belirli öğeleri paylaşır.
Figürler
Side Breaks
Arm Slide
Back to Back
Swivels, Straight and Turning
Conga Breaks, Simple and crossing
Merengue Glide
Forward Spot Turn
Back Spot Turn
Roll In & Out
Man's Circle Wrap
Progressive Congo(4 directions)
Face Loops
Man's Duck Wrap
Crossbody Leads
Crossbody Cradle Wheel
Alternating Underarm Turns
Hip Circle
Crossbody with checked Rock
Man's Wrap and Shoulder Wrap
Around The Back Roll Out Spins
Pretzel
Coffee Grinder
Back Spot Underarm and Check with Twists
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder